Eski Çin mitolojisinde anlatılan bir hikaye, yalnızlık ve depresyon ile mücadele eden büyük bir ejderhanın efsanesini içerir. Bu efsanevi varlık, Ao Guang adıyla bilinir ve o, gökyüzü ile yeryüzü henüz bir olduğunda, dünyanın derin maviliklerinde yalnızca kendisi yaşarmış. Ao Guang’ın yaşadığı bu derin yalnızlık, onu dünyanın sessizliğini ve kendi yalnızlığını paylaşacak bir çözüm aramaya itmiştir.
Bu amaçla derin düşüncelere dalan Ao Guang, dünyayı şekillendirmeye ve böylece yalnızlığına bir son vermeye karar verir. Güçlü soluğuyla dağlar yükseltmiş, denizleri oluşturmuş ve nihayet gökyüzü ile yeryüzünü birbirinden ayırmıştır. Ancak bu yaratımların ardından, Ao Guang dünyanın hâlâ cansız olduğunu fark eder. Bu durumu değiştirmek için kendi özünden bir parça alarak insanları yaratır. İnsanlar dünyayı doldurur, ancak zamanla onlar da yalnızlık ve depresyonun ağır yükünü taşımaya başlarlar.
Ao Guang, insanların bu zorluklarla karşı karşıya kaldığını gördüğünde, onlara yardımcı olmak amacıyla doğaüstü varlıklar yaratmaya karar verir. Ancak ilk çabaları yetersiz kalınca, Çin’in dört büyük ruhani hayvanını yaratır: Qinglong (Mavi Ejderha), Baihu (Beyaz Kaplan), Zhuque (Kızıl Kuş) ve Xuanwu (Kara Kaplumbağa). Bu dört ruhani hayvan, dünyanın dört bir yanına dağılarak insanlara güç, umut ve koruma getirir.
Qinglong, doğunun koruyucusu olarak, insanlara cesaret ve adaletin önemini öğretirken, Baihu batının koruyucusu olarak güven ve sadakatin değerini vurgular. Zhuque, güneyin koruyucusu olarak, sevgi ve tutkunun gücünü yayarken, Xuanwu kuzeyin koruyucusu olarak bilgelik ve dayanıklılığın önemini anlatır.
Bu dört ruhani hayvanın rehberliğiyle insanlar, yalnızlık ve depresyon ile mücadele etmeyi öğrenir. Güçlü topluluk bağları kurar ve birbirlerine destek olarak zorlukların üstesinden gelirler. Ao Guang, yaratıklarının mutluluğunu gördüğünde, nihayet kendisinin de artık yalnız olmadığını hisseder.
Bu hikaye, Çin mitolojisinden alınarak, yalnızlık ve depresyonun insanlık tarihi boyunca süregelen sorunlar olduğunu ancak birlik, dostluk ve dayanışma ile bu zorlukların üstesinden gelinabileceğini hatırlatır. Ao Guang ve dört ruhani hayvanın efsanesi, bugünümüze kadar ulaşarak, yalnızlık ve depresyonla mücadelede ilham verici bir mesaj taşır: Birlikte olduğumuzda, her türlü zorluğun üstesinden gelebilir ve daha mutlu, umut dolu bir yaşama adım atabiliriz. Bu eski öğreti, modern zamanlarda dahi güçlü bir anlam taşıyarak, insanlık için umut ve dayanışmanın önemini vurgular.